Bireysel Psikoterapi

Özellikle ülkemizde en çok ötelenen ihtiyaçların başında psikolojik yardım gelmektedir. Psikiyatri kliniklerine başvuru sayısı ve sıklığının son dönemde çokça artması, fiziksel gibi görünen birçok hastalık belirtisinin strese bağlı geliştiğinin bilinmesi, kronik ve hayati risk oluşturan rahatsızlıkların tedavisinde moralin en önemli unsur olduğunun söylenmesine rağmen psikoterapiye en az başvurulan ülkelerden biriyiz.

Terapiye inanmama, maddi kaygılar, sürecin uzun olma ve sorunun çözümünün gecikebileceği endişesi, sosyal destekle problemi çözmeye çalışma başvurmama nedenlerinden sadece birkaçıdır.

Oysaki psikoterapi en basit tanımıyla bireyin kendini anlaması ve farkındalık kazanması sürecidir. Bireyin problemlerini tanımlaması ve çözüm yolları üretmesi, kararlar alması, çevresiyle uyumlu ve sağlıklı iletişim halinde olması kısaca kendini geliştirmesi için profesyonel yardım alması kendisine yaptığı en kıymetli yatırımdır. Bu yüzden psikoterapi bir lüks değil en temel ihtiyaçlardan biridir.

UROCORE KLİNİKTE AŞAĞIDAKİ KONULARDA BİREYSEL PSİKOTERAPİ HİZMETİ VERİLMEKTEDİR.

Depresyon

Uzun zamandır hissedilen mutsuzluk, isteksizlik, iştahta, konsantrasyonda ve uykuda bozulmalar yaşama, sorumlukları yerine getirememe, özbakım becerisinde bozulmalar gibi yakınmaların günlük hayat akışını bozması ve işlevselliğin yitimi olarak tanımlanır.

En belirgin depresif ifadeler “yaşamak istemiyorum, yarın olacak da ne olacak, benim başıma iyi şeyler gelmez ki zaten neyi bekleyip göreceğim, keşke uyanmasam, yemek yemek istemiyorum ya da midem almıyor, kimseyi istemiyorum, kimse beni aramasa sormasa keşke… gibi.

Bu ifadeler ve ifadelerin düşünsel olarak gerçekleşmesi, umutsuzluğun giderek artması durumu acil olarak psikoterapiye başvurmayı gerektirir.

Anksiyete Bozuklukları

Hepimizin kendi kapasitesiyle belirlenmiş “güvenli” alanları vardır. O “güvenli” alanlar çocuklukta belirlenmiştir. Hayatımızdaki güven duygusunun zedelendiği zamanlara atıfta bulunan, bugünde benzer yönlerde ve zamanlarda ortaya çıkan duygu yoğunluklarıdır.

Belli bir olay veya değişiklik bazen aşırı stres kaynağı olup bizi kaygıya sürükleyebilir. Çocuğun evden ayrılışı, mezuniyet, düğün, iş değişikliği (terfi almak ve şartların iyileştiği durumlar dahil), emeklilik, şans oyunlarından kazanılan para vb. gibi yaşam döngülerimizde “normal ve iyi” diye adlandırdığımız değişiklikler bile endişe kaynaklarımız olabiliyor.

İşte tam da bundan dolayı altta yatan nedeninin araştırılması ve kök inançların bulunup temizlenmesi teropatik süreçle mümkün olabilmektedir.

Online Psikoterapi

Yeni olan her zaman gerginlik yaratır. Çünkü hepimizin kendi kapasitesiyle belirlenmiş “güvenli” alanları vardır. O “güvenli alanlar” çocuklukta belirlenmiştir. O yüzden “yeni” olan mı güvensizlik yaratıyor, “o yeni varolan şey” mi bunun kararını yetişkin aklına bırakmak en doğrusudur.

Yetişkin aklı kullanmanın birinci yolu da neden-sonuç ilişkisi kurmak, kararı eski öğretilerden bağımsız otantik olarak vermektir. En çok sorulan ve aslında dünya üzerinde son dönemlerde en çok yapılan terapi tekniğidir.

Şehir, ülke değiştiren; gün içindeki yoğunluğuna bağlı yüz yüze gelmekte zorlanan, fiziksel olarak bir takım engellemeleri olan danışanlar çoğunlukla bu alternatif tekniği kullanmaktadır. Pc, telefon ya da farklı bir mobil cihazla sağlanan görüşme tekniğidir.

”Acaba öyle nasıl olur” ,“yok yaa öyle olmaz ben rahat edemem” diyenleriniz varsa Sigmund Freud danışanlarıyla mektuplaşırmış. Aslında yeni dünyada belki de en çok kullanacağımız teknik olacaktır online terapi. Şartları kendine uydurmak; hem yetişkin tutumudur hem de niyete sadakattir… Niyet olunca yol gidiliyor unutmayın…