Kimlere Prostat Kontrolü Yapılmalıdır?

Prostat kontrolünü biz ülkemizde, risk faktörü ve bu konuda bir yakınması olmayan sağlıklı erkeklerde 50 yaş üzerinde ve yılda bir olarak öneriyoruz. Prostat kanserinin sık görüldüğü ABD (özellikle Afrika kökenli Amerikalılar) gibi ülkelerde, bu yaş sınırı daha aşağıdadır.

Prostat Kanseri için bilinen en önemli risk faktörü, 1.derece kan akrabalarından (baba, kardeş, amca, dede, vs) birinde daha önce saptanmış PKnin varlığıdır. Bu erkeklerde, kontrollara 40 yaş üzerinde başlanmalı ve gereğe göre 6 ayda bir yinelenmelidir. Prostat hastalıklarında tanı nasıl konulur?

Prostat hastalıklarının tanısında; öncelikle yakınmaları dinlemek ve bir semptom (şikayet) skorlaması oluşturmak gerekir. Buna ilişkin bir “Uluslararası prostat semptom skoru(IPSS)” vardır. Bu skorlama, hasta şikayetleri konusunda daha objektif bilgi verecektir

Daha sonra hastanın parmakla rektal(makattan) muayenesi mutlaka yapılmalıdır. Bu muayene, prostat büyüklüğü ve kıvamı konusunda, çok değerli bilgiler verir. Prostatın kıvamı, prostat kanserini ayırmada çok önemlidir.

Yine, kanda Prostat Spesifik Antijen (PSA) bakılması gereklidir. Bu iki yöntem iyi huylu prostat büyümesi(BPH) ile prostat kanserini(PK) ayırmada bize önemli ipuçları verir. Bu ki tanı yönteminin herhangibirinde bir kuşkulu durum varsa, hasta prostat biyopsisine yönlendirilir.

Bunun yanında işeme güçlüğü çeken hastalarda üroflowmetri dediğimiz işeme hızının ölçülmesi işlemi yapılarak işeme hızı hakkında bilgi edinilir. İşeme hızını düşük olması bize prostatın büyüklüğüne bağlı olarak idrar kanalını daralttığını düşündürür.

Ayrıca ultrasonografi yapılarak prostat boyutları hakkında bilgi alınabilir. Ultrasonografi bize aynı imanda böbreklerin durumu hakkında bilgi de verir. Ultrasonografi ile işeme sonrası mesanede (idrar torbası) kalan idrarın ölçülmesi de bize tedavi planlamasında önemli bilgiler sağlamaktadır.

Zaman zaman da prostatın idrar kanalını gerçekten daraltıp daraltmadığını görmek ve aynı zamanda da idrar torbası içerisinde başka bir hastalık olup olmadığını araştırmak için sistoskopi yapmak gerekebilir. Sistoskopi, ince bir kamera aracılığı ile idrar yollarını gözle muayenesi demektir.

 

Prostat

Prostat, erkek idrar yolları ve üreme organları ile ilişkili bez yapısında bir organdır. İdrar torbasının hemen çıkışında yer alır ve idrar yolu yani üretra prostat bezinin içerisinden geçer. Aynı zamanda meninin depolandığı kesecikler de ince birer kanal ile prostat bezine bağlanır. Yani prostat bezi erkeklerde, idrar yolları ile üreme yollarının birbirine bağlandığı bir kavşak noktası olarak düşünülebilir. Aynı zamanda prostat bezi, ürettiği salgılar ile meni oluşumunda ve idrar yollarının nemli tutulmasında rol oynar.

 

Prostat Hastalıklarının Belirtileri Nelerdir?

Yaşlanmayla birlikte; prostat boyutlarında artış olur. Prostatın büyümesine bağlı olarak idrar kanalının (üretra) genişliği daralır ve idrar yakınmaları başlar.

Prostat hastalıklarında şikayetler başlıca iki farklı grupta değerlendirilir. İlki mesanenin (idrar kesesi) depolama işlevine ilişkindir. İdrar kesesinin idrarı depolama fonksiyonunda azalma sonucunda ortaya çıkan bu şikayetler genellikle sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, gece idrara sık kalkma, acil idrar yapma gereksinimi, tuvalete yetişemeden idrar kaçırma olarak karşımıza çıkar.

Prostat hastalıklarında görülen bir diğer şikayet grubu idrar kesesinin idrarı boşaltma işlevine ilişkindir. İdrar yaparken zorlanma, yetersiz boşalma hissi, idrar yaparken çatallanma, idrarın damla damla gelmesi, kesik kesik idrar yapma, idrarı ileriye atamama, idrar çıkışının incelmesi ya da idrara hiç çıkamama de bu grup şikayetlerdendir.

İlk yakınmalar, genellikle gece idrara çıkma, sık idrar yapma yakınmalarıdır.

Bu şikayetler hem prostat kanserinde hem de iyi huylu prostat büyümesinde ortak olarak görülen şikayetlerdir. Sadece şikayetlere bakarak prostat hastalığının iyi huylu mu kötü huylu mu olduğunu söyleme olanağı yoktur.

Ayrıca, prostat kanserinde, kanserin gelişme yerine bağlı olarak(idrar yoluna uzak, çevre bölgelerden gelişenler), hiç yakınma olmayabileceği de unutulmamalıdır. Zaten bu nedenle belli bir yaş üzerindeki tüm erkeklere düzenli prostat kontrolü yapılması önerilmektedir.